4 Temmuz 2008 Cuma

Budizm ile Hinduizm Arasındakıi Benzerlikler

BUDDHİZM İLE HİNDUİZM ARASINDAKİ BENZERLİKLER

1) İki din de Hint kökenlidir.

2) İki dinde de kişinin hareketleri, düşünceleri ve geliştirdiği bilinç halleri ile kendi kaderini kendi yaratması inancı vardır. Yani iki dinde de Karma anlayışı vardır.

3) İki dinde de kişinin evrimini tamamlayıncaya kadar dünyaya gelmesi inancı yani yeniden doğum anlayışı vardır. (ancak işleyişi farklıdır)

Açıklama:

Hinduizm’de ruh inancı vardır (Atman ya da Palice Atta) bu ruh Bhagavad Gita’nın deyişiyle: “eskiyen elbiselerimizi değiştirmemiz gibi eskiyen bedeni değiştiren” bir ruhtur yani “ruh göçü” anlayışı vardır (transmigration of soul) ve buna rahatlıkla reenkarnasyon denilebilir

Buddhizmde ise yeniden doğumu tanımlamak için "Reenkarnasyon" ifadesi çoğunlukla kullanılmamaktadır; çünkü bu ifade sabit her şeyden apayrı bir varlığı olan ruhu çağrıştırır, “ruh göçü” (transmigration of soul) anl gelir bu nedenle eğer ifade kelimenin tam manasıyla alınacaksa, “Buddhizmde reenkarnasyon yoktur “denilebilir. "Reenkarnasyon" ifadesini Jainistler ve Hindular kullanır, Buddhizm'de ise insanın kendinden tamamen ayrı bir varlığı olan, değişmeyen bir ruh inancı yoktur. Buddhistler "reenkarnasyon" yerine basitçe "Rebirth"(yeniden doğum) demeyi tercih ederler. Bir bilardo topu kendinin aynı olan başka bir bilardo topuna çarpar ve durur… Ancak ikinci top ilk toptan aktarılan enerjiyle harekete geçer ve devinim devam eder. Buna benzer şekilde öldükten sonra kammic (karmik) nitelikler yeniden doğan kişiye aktarılır. Bu yeniden doğan kişi eskisiyle ne tamamen aynıdır ne de farklıdır.

Buddhizm’de yeniden doğum konusunda biraz daha derine inilirse aslında ortada "Ben", "Sen", "O" yoktur. Buddhizme göre en başta “ben” düşüncesi yanlış bir düşüncedir, bir yanılsamadır. "Ben" hiçbir zaman doğmadı ki "ben" hiçbir zaman var olmadı ki ölsün veya öldükten sonra yeniden doğsun. Gerçekte yeniden doğacak bir "ben" yoktur. Yeniden doğan özde "Ben" değildir karmik birikimler, yeni bir vücutta meydana gelecek olan çeşitli eğilimler, karmik niteliklerdir. Dolayısıyla an itibariyle kişinin sahip olduğu "benlik","ben" düşüncesi yerini başka "ben"lerle değiştirecek ama asla şu anki "ben" olmayacaktır aynı kişinin geçmişteki veya "bir önceki hayatındaki" "ben" olmaması gibi. Kişinin 6 yaşındaki "ben" bilinciyle 70 yaşındaki "ben" bilinci dahi farklıdır bu benlikler dahi aynı "ben" değildirler.

4) İki dinde de Nirvana anlayışı vardır. (Ancak kavramın anlamları biraz farklıdır)

Açıklama:

Hinduizm'de Nirvana kavramı MOKŞA kavramıyla özdeşleşmiştir, bu kavram da 2 anlama gelir

a) Okyanustan çıkmış bir su damlasının tekrar okyanusa dönüp okyanus ile yani özüyle bir olması gibi Tanrı ruhundan çıkmış ondan bir damla olan insan ruhunun tekrar özüyle bir olmasıdır Mokşa..

b) Mokşa ayrıca ölümden sonra spiritüel mekandaki sonsuz mutluluğu kurtuluşu ifade eder.


Buddhizm'de ise Nirvana (Palice Nibbana) kavramı kelimelerle çok zor anlatılan, deneyimlemeden anlaşılması çok zor olan bir kavram olarak kabul edilir Nirvana her şeyden önce dünyadayken ulaşılan ve ölümden sonra tekrar doğuma neden olmayıp çok farklı bir boyutta ve bilinç halinde devam eden bir olgudur.Buddha nibbanayı ayrıca "sonsuz mutluluk" olarak tanımlamıştır, Buddha bir Sutta'da şöyle der:

"There is, monks, an unborn — unbecome — unmade — unfabricated. If there were not that unborn — unbecome — unmade — unfabricated, there would not be the case that emancipation from the born — become — made — fabricated would be discerned. But precisely because there is an unborn — unbecome — unmade — unfabricated, emancipation from the born — become — made — fabricated is discerned."

ayrıca şunu demiştir:

"There is that dimension where there is neither earth, nor water, nor fire, nor wind; neither dimension of the infinitude of space, nor dimension of the infinitude of consciousness, nor dimension of nothingness, nor dimension of neither perception nor non-perception; neither this world, nor the next world, nor sun, nor moon. And there, I say, there is neither coming, nor going, nor staying; neither p..ing away nor arising: unestablished, unevolving, without support (mental object).1 This, just this, is the end of stress."


5) İki dinde de Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık(ahimsa) ilkesi geçerlidir.

6) İki dinde de meditasyon vardır.

7) İki dinde de imajlar heykeller ve yüksek sembolizm vardır.

Hiç yorum yok: